24 Temmuz 2008 Perşembe

19 temmuz 2008 Cumartesi




o gün..
hayatımın en güzel günlerinden biriydi sanırım.
çünkü sen vardın.bütün gün yanımdaydın.sesini duyabildim, kokunu alabildim, hatta sana dokunabildim.
ahh evet o dokunuşlar..
sana sarıldığım, sıcaklığını hissettiğim her an benim için eşsiz.
seni tam 35 dakika bekledim.1 yıl beklemiş olmamın yanında bu 35 dakika hiç bişey.
herhangi bi buluşmaya insanlar 5 dakika bile gecikse sinir krizleri geçiren ben; seni daha saatlerce bekleyebilirdim.
çünkü biliyordum.gelicektin.
ve geldin de..
karşı kaldırımdan bana doğru gülümseyerek geliyordun.
bi adım, bi adım daha ve bi adım daha..sonunda yanımdaydın sarıldın herşeyden habersiz bir şekilde.
senin kokunu bi kez daha içime çektiğimin, sıcaklığının içime ılık ılık aktığının farkına bile varmadın.
sürekli konuştun. hiç susmadın.seni günlerce dinleyebilirdim.
evini gösterdin. işte burası benim evim dedin.
dünyanın en güzel evi gibi geldi bana orası.çünkü içinde sen vardın.orda yaşıyordun.
düşündüm..kim bilir ne mutluluklar, ne acılar, ne aşklar yaşadın o evle.o duvarlara kimleri anlattın kim bilir..
beni anlatmadın hiç biliyorum.kendi ağzınla söylemiştin."seni hiç sevmedim" demiştin.o gün anladım bi hata yaptığımızı.o gün bıraktım seni sevdiğimi sana ve etrafımdaki insanlara anlatmaya.senin için, biz için bi savaş vermeyi o an bıraktım işte..
yenildim..yoruldum..

...

o cafe...
o koltuk..
ve sen..
yine yanımdaydın işte.
arada kolunun bana değmesi bile nasıl bi mutluluk verdi bana tahmin edemezsin..
peki ya kafanı o koltuğa dayaman?
kollarını açıp esnemen?
işte tam o anda kollarının arasına girip başımı göğsüne dayamak istedim..
gözlerimin içine bakıp "mutlu musun" dediğinde kalbim yerinden çıkıcakmış gibi oldu.hani bazı çizgifilmlerde olur ya.bi kahraman çok güzel birini görür ve gözleri bi anda kalp çeklini alıp yuvalarından, kalbide yerinden çıkıp güm!güm! die atmaya başlar..işte bende aynen öyle oldum.
ardından senin tarafından ikinci darbe yani ikinci cümle geldi:
"artık beni sevmiyor musun?"
o an sana sımsıkı sarılıp öpücüklere boğarak "aptal mısın sen ne sevgisinden bahsediosun!sen benim herşeyimsin, nefesimsin!" demek istedim.tüm sevgimi sana aktarmak istedim.
ama olmadı.
olmamalıydı.
"hayır"
işte verilmesi gereken cevap buydu.ve öle oldu.
o tek kelimelik cümleyi sölerken canım hiç bu kadar yanmamıştı.
çünkü ilk defa sana seni sevmediğimi söledim.ne kadar zor olasa da sölerken ne kadar canım yanmış olsa da sölenmesi gereken cümle buydu..

beni taksi durağına bırakırken yolda saçlarımla oynayarak "çok tatlısın sen! .... dimi abi çok tatlı ya şuna bak" diip benimle bütün gün ilgilenmen inanılmaz güzeldi.

telefonumu eline aldığında menuyu göstermek istediğimde elini tutmak zorunda kalışım; her zamanki gibi bacak bacak üstüne atıp sol ayağımı sallamam, senin bundan rahatsız olup, bacağımı tutup gözlerimin içine bakarak "sallama" demen ve kısa bi süre sonra aynı hareketi sen yaptığında benim de senin bacağını tutup "sallama" demem ardından gülüşmemiz; siparişim üzerine getirilen ice mocha'nın berbat yapılması üzerine tüm .... cafeyi ayağa kaldırman(... ile birlikte); bunun üzerine ....nın garsonlara: "abi adam kız arkadaşını getirdi sizin getirdiğiniz siparişe bak.rezil oldu şimdi çocuk.sizin yüzünüzden bitti işte ilişkileri" die espri yapması inanılmazdı..

hayatımın en güzel günlerinden birini yaşattığın, tatildeyken beni özlediğin ve bütün gün benimle ilgilendiğin için teşekkür ederim..
her ne kadar öyle olmasada bir günlüğüne yeniden benim olduğun hissine kapıldım..
herkese bittiğini sölesemde
seni seviyorum..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

sophie