13 Aralık 2009 Pazar

bir daha yazmayacağım.konu ne olursa olsun.
bitti.

11 Ekim 2009 Pazar

"Love is always patient and kind.It is never jealous.Love is never boastful nor conceited.It is never rude or selfish.It does not take offense and is not resentful.Love takes no pleasure in other people's sins...
but delights in the truth.It is always ready to excuse, to trust, to hope...
...and to endure...
whatever comes."
"our love is like the wind. i cant see it. but i can feel it."

3 Ağustos 2009 Pazartesi

hayatımdaki varlığının da yokluğunun da bana zarar vermesi sence de tuhaf değil mi?
peki seninle ne yapmam hakkında bir fikrin var mı?
ama karar verirken şunları da unutma:
-hayatımdan çıktığın anda taak! beynimden vuruluyorum ve anında ölüyorum.
-hayatımda olduğunda ise ölmek üzere olan birinden farkım kalmıyor. yaşamak, nefes almak için ne kadar çırpınsam da ölüm meleği(!) ayaklarımın ucunda olduğu sürece, bütün o çırpınışlarım sadece ölmeden önceki son nefeslerim oluyor.ve sonra ölüm meleğinden(!) bir darbe.bir darbe daha. taak! ölüyorum. ya da idam edilmek üzere olan bir suçlu gibi oluyorum.son dileklerim yerine getirilip mutlu ediliyorum. ama sonra.. taak!
ölüyorum.


tıpkı dün gibi.tıpkı bugün ve hatta yarın gibi..

peki ama hayatta kalmamın bir yolu yok mu!?

bu arada bu gece hayatıma girdiğin günden beri ilk defa "tüm bunlara, yaşadığım herşeye, çektiğim acılara ve verdiğim kayıplara gerçekten de değer mi?" diye düşündüm.
şaşırdın değil mi? ben de!

ölüyorum julien.
öldürülüyorum..

"bu defa farklı"

yeniden ellerimin titremesini sağladığın için teşekkür ederim.
beni yine yanıltmadın."sen"i senden daha iyi tanıyorum.artık bundan eminim.

"bu defa farklı."
iyi geceler.

24 Temmuz 2009 Cuma

"are you really here or am I dreaming?"
şuanki duygularımı anlatabilcek daha iyi bir şarkı olamazdı.
EVİNE HOŞGELDİN...

28 Haziran 2009 Pazar

sea of love

gideceğin için ağlamaya başladıktan yaklaşık olarak on dakika sonra çılgınca yağmur yağmaya başlaması nasıl bir tesadüf ?

gizli

biliyor musun,
sen başka tarafa bakarken ben hep boynunu izliyorum. hep.

birşey anlatırken heyecanlandığında şakaklarının "pıt.pıt.pıt." diye atmasına bayılıyorum.
ellerinin bu kadar beyaz ve kusursuz olmasına söyleyecek söz bulamıyorum.

ayrıca,
seni araba kullanırken, yemek yerken, üstünde isminin yazılı olduğu nargileni içerken, konuşurken veya ice-tea şeftali içerken izlemek yeryüzündeki en heyecan verici şey benim için.

bir de biri komik birşey sölediğindeki gülüşün var tabi.o konuya hiç girmiyorum. çünkü o anı ve o anda hissettiklerimi günlerce hiç bıkmadan anlatabilirim.

ama bunları kimse bilmiyor tabi.bilmeyecek.
sen bile.

14 Mayıs 2009 Perşembe

bu bir sevgi değil. aşk hiç değil.
değer vermek de değilmiş.
bu bir acıma. yardım.
isteksizce. belki mecburiyetten. belki..

üzgünüm julien. biz dost olamadık. sevgili olmaksa çok uzaklardaydı hep. bulutların arasında bir yerlerde.
ve haklısın. sen bir kez aşık oldun.
bir daha da olamayacaksın.


bir süreliğine hoşçakal.
yeniden..